EÅŸkıyalık, hemen her toplumda çeÅŸitli sebeplerle ortaya çıkan sosyal bir olgudur.
Özellikle devletlerin içinde bulunduÄŸu savaÅŸ dönemlerinde çok daha
tehlikeli boyutlara ulaÅŸmıştır. Osmanlı Devleti de XVII. yüzyılın son çeyreÄŸinde
giriÅŸmiÅŸ olduÄŸu savaÅŸlar sırasında eÅŸkıyalık olaylarıyla Anadolu’da
olduÄŸu gibi Rumeli’de de sık sık karşılaÅŸmıştır. Halkın yanı sıra idari görevliler,
kapıkulları, timarlı sipahiler, ücretli askerler ve geri hizmet sınıfları bu
olaylarda rol oynamıştır.
SavaÅŸ ortamını fırsat bilerek halk üzerindeki baskısını artıran eÅŸkıya, yerleÅŸim
birimlerini tehditle salma salmış, mal ve erzakı yağmalamış hatta cana
kastetmiÅŸtir. Kalabalık eÅŸkıya birlikleri zirai ve ticari faaliyetleri büyük ölçüde
sekteye uÄŸratmıştır. EÅŸkıyanın korkusundan halkın bir kısmı baÅŸka bölgelere
göç etmek zorunda kalmıştır. Gündelik hayatta türlü sıkıntılara yol açan
eÅŸkıya yüzünden askeri birliklerin bir kısmı cepheye gönderilememiÅŸ, mahallin
asayiÅŸine memur edilmiÅŸtir. Üstelik halktan da bölgenin muhafazası için
yardım istenmiÅŸtir. Hükümet, asayiÅŸin bozulması, yol güvenliÄŸinin ihlal edilmesi
hatta sefer yolundaki askeri nakliyata zarar verilmesi üzerine bazı tedbirler
almak durumunda kalmıştır. Bunlar arasında ormanlık alanların kırdırılması,
ıssız yerlere palanka yapılması veya mevcut olanların tamir ettirilmesi,
mahalli güçlerin takviye edilmesi gibi hususlar bulunmaktadır. Ayrıca
eÅŸkıyalık ile mücadelenin üst düzey görevlilerin yetki alanına dahil edilmesi ve
bölgeye bostancı ocağı mensuplarının gönderilmesi de dikkati çekmektedir.
EÅŸkıyayı ortadan kaldırmada genellikle kuvvet kullanma yolunu seçen hükümet,
yakalanan eÅŸkıyayı idam, hapis, sürgün ve kürek cezası ile cezalandırmıştır.
Bunların dışında eÅŸkıyayı kefalete baÄŸlama ve affetme gibi yöntemlere
de başvurmuştur. Bununla birlikte dize getiremediği eşkıya liderine
savaş koşullarını dikkate alarak makam ve mevki teklif etmiş, kalabalık
maiyeti ile birlikte cepheye sürerek tehlikeyi bertaraf etmek istemiÅŸtir. Hükümetin
bu konuda baÅŸarıya ulaÅŸması ancak yerel görevlilerin desteÄŸi ve gayreti,
halkın yardımıyla mümkün olabilirdi. Oysaki taÅŸrada eÅŸkıyayı himaye eden,
yardım ve yataklık yapan gruplara her zaman rastlanmıştır. Bu duruma
savaÅŸların getirdiÄŸi olaÄŸanüstü koÅŸullar da eklenince asayiÅŸin saÄŸlanması ve
eÅŸkıyanın kökünün kazınması zorlaÅŸmış, mücadele yıllarca devam etmiÅŸtir.
ACTIVITIES OF BANDITRY IN RUMELIA AFTER THE SETBACK OF THE SECOND SIEGE OF VIENNA
BOZGUN YILLARINDA (1683-1699) RUMELİ’DE EŞKIYALIK FAALİYETLERİ
Eşkıyalık, hemen her toplumda çeşitli sebeplerle ortaya çıkan sosyal bir olgudur. Özellikle devletlerin içinde bulunduğu savaş dönemlerinde çok daha tehlikeli boyutlara ulaşmıştır.
Labels »
Abstract
Banditry is a social phenomenon caused by various reasons and seen in everysociety. This phenomenon has far reaching dangerous effects particularly in wartime.This is true for the Ottoman Empire as well, which was often exposed to theactivities of banditry in both Rumelia and Anatolia in the last quarter of the 17thcentury, when it was engaged on war with European powers. In this activities, asidefrom common people, administrators, members of the military class (standing armyofficers, fief-holder cavalry, mercenaries etc.) and social groups employed in supplyservices were seen to have participated.Bandits exploiting the chaotic environment and increasing their pressure on peopleduring wartime, threatened and collected arbitrary taxes from places of setllement;plundered their possessions and food supplies and attempted to kill the people livingthere. Their destructive activities executed by crowded groups ruined the agriculturaland commercial activities severely. Some of the people, to avoid their malice, had tomigrate to other places. Some of the military forces, in order the assure the safety deepin the country, were kept away from the front line and authorized to assure the safetyin the interior. State has also asked support from the people of the region. OttomanGovernment, similarly, upon the degeneration of general security, deterioration ofsecurity along the itineraries, and incidents even harming the military transportationalong the routes of expedition, had to take certain measures. These measures includedthe reclamation of forestlike regions, the construction of palisaded fortifications orrepairing the old ones, and the reinforcement of porvincial/local security forces. To thesame end, those fighting against the bandits were included within the highbureaucracy and supported by fresh forces of “bostancı” branch of the standing armysent from the capital.Ottoman Government preferred to use military force in suppressing the banditryand the bandits, upon seizure, were either executed, sent to jail, exiled, orcondemned to galleys. But sometimes they could be released on bail or pardoned, aswell. There were also instances where the leaders of the bandits, usually underwartime conditions or upon unsuccessful expeditions againts the brigandy, wereoffered high posts and ordered to participate, together with their crowded entourage,the military expeditions of the state. Succes for the state came only with the help andefforts of the local governors and the support of the people, in these attempts. Bandits,on the other hand, could always get help from various groups to take protection andsupport in the countryside. Worsened by the critical wartime conditions, to assure thesafety and to eradicate the banditry became much more difficult and the fight betweenthe state and the brigands went on for long years.
Keywords »
RELEVANT NEWS