A VERSE TRAVELOGUE BY HAMI OF DIYARBAKIR OR THE WILDERNESS OUTSIDE CIVILIZED ISTANBUL IN TULIP PERIOD
DİYARBAKIRLI HÂMÎ’NİN MANZUM BİR SEYAHATNAMESİ YAHUT LÂLE DEVRİ’NDE ÂBÂD İSTANBUL HÂRİCİNDEKİ YABANÂBÂD


Osmanlı tarihinde çoğunlukla “inkıraz devri” olarak adlandırılan ve özellikle göz kamaştırıcı 12 yıllık bir dönemi (Lâle Devri 1718-1730) de içerisinde barındı- ran XVIII. yüzyıl, Osmanlı siyasî tarihi açısından olduğu kadar edebiyat, kültür ve sanat tarihi açısından da önem arz eder.

Osmanlı tarihinde çoğunlukla “inkıraz devri” olarak adlandırılan ve özellikle

göz kamaştırıcı 12 yıllık bir dönemi (Lâle Devri 1718-1730) de içerisinde barındı- ran XVIII. yüzyıl, Osmanlı siyasî tarihi açısından olduğu kadar edebiyat, kültür ve sanat tarihi açısından da önem arz eder. Lâle Devri kitabesinin arkasından bakan hülyalı gözlere renkli ve parlak bir ziya; gönüllere şevk ve eğlence bahşeden bu dö- nem, hakikatte Türk medeniyetinin hazan mevsimidir.

Bu yüzyıl şairlerinden olan Hâmî-i Âmidî (1679-1747), hâmîsi Abdullah Paşa’nın azli ve Sultan III. Ahmed’in Patrona İsyanı ile tahttan indirilerek I. Mah- mud’un cülûsu hengâmındaki karışıklıklardan ötürü 1731 senesinde doğduğu şehre geri dönmüştür. Ancak bu yolculuk son derece meşakkatli geçmiş, şairin be- raberindeki arkadaşlarından bazıları taun (veba) hastalığına yakalanarak vefat et- miş, haydut korkusuyla gözüne uyku girmemiş, can havliyle şair, İslam diyarında koca zimmilere “cânım, Serkis’im, rûh-ı revânım” demek zorunda kalmıştır.

Şair Hâmî’nin, Üsküdar’dan Diyarbakır’a olan yolculuğunu canlı tablolarla resmettiği manzum seyahatnamesi; tarihî açıdan bizlere bir dönem okuması sun- ması bakımından son derece dikkat çekicidir. Seyahatname, bir şairin kaleminden çıkmış olması ve edebî bir nazım şekli olan mesnevî biçimiyle yazılmış olması dola- yısıyla şiirsel ifadeler içerdiği kadar, Üsküdar’dan Diyarbakır’a yapılan bir yolcu- luk esnasında cereyan eden hadiseleri dile getirdiği için XVIII. yüzyıla ilişkin tarihî bilgiler de içermektedir.

Bu çalışmada, ele alınan manzumenin edebî bir tür olarak değerlendirmesi ya- pılmış, manzumenin şairi Hâmî-i Âmidî ve Divan’ı hakkında bilgiler verilerek Hâmî’nin bu manzumeyi yazmaktaki muradını ifade eden beyitler yorumlanmaya çalışılmıştır. Şair Hâmî’nin Üsküdar-Diyarbakır sergüzeştinin hikâyesini takip için ayrıca 266 beyitlik manzumenin transkripsiyonlu metni yazının sonuna ilave olunmuştur.


Labels »  

Abstract
18th century is a significant era for Ottoman literature, culture, and art as well as polit- ical history as it includes the Tulip Period (1718-1730), the period of both decline and grandeur which lasted for twelve years. It is a source of bright colourful lights and amusement illumi- nating dreamy eyes for behind their folios of Tulip Period, which is in fact the autumn season for Turkish civilization. A poet of this period, Hami (1679-1747) of Diyarbakir (Hami-i Amidi) had to return to his hometown in 1731 due to the tribulations when his patron Abdullah Pasha was dismissed from court, Sultan Ahmed III was dethroned after an uprising, and the ascension of Mahmud I. However, his journey was most troublesome. Some of his companions died of plagues, he was too afraid of rogues to sleep throughout the journey, and he had to use kind words for non- Muslims. The verse travelogue by the poet Hami, which includes vivid paintings picturing his journey from Uskudar, İstanbul to Diyarbakir, is a significant work as it offers a good reading about the history of the period. This travelogue exhibits historical information on 18th century as it narrates the events that took place during the travel for Uskudar to Diyarbakir in addition to its poetic expressions resulting from being composed by a poet in the literary style of math- nawi. This study provides the analysis of the poem as a literary genre, information on its poet Hami-i Amed and his dewan, and comments on the couplets which reveal his intention in composing this work. A transcript text of this literary piece of 266 couplets is also included at the end of this study to track Hami’s story of this adventurer from Uskudar to Diyarbakir.

Keywords »