TURKISH POEMS OF NAKĪBU'L-EŞRĀF MEHMED FĀ'İZ EFENDİ: Mİ'RĀJİYYE, TEBRİK-NĀME AND NAZİRES
NAKÎBÜLEŞRAF MEHMED FÂİZ EFENDİ’NİN TÜRKÇE ŞİİRLERİ: Mİ‘RÂCİYYE, TEBRİKNÂME VE NAZİRELER


Çoğunluğunu âlim şairlerin oluşturduğu Osmanlı şiir geleneği, bu özelliğini başından sonuna değin önemli temsilciler aracılığıyla sürdürmüştür.

Çoğunluğunu âlim şairlerin oluşturduğu Osmanlı şiir geleneği, bu özelliğini başından sonuna değin önemli temsilciler aracılığıyla sürdürmüştür. Bu geleneğe çeşitli tarz ve türlerde katkıda bulunan şahsiyetlerden biri de 18. yüzyıl İstanbulu’nun seçkin ulema ailelerinden birine mensup olan Mehmed Fâiz Efendi’dir (ö. 1208/1794). İlim, şiir, hüsn-i hat gibi farklı yönleri bulunan Fâiz Efendi; Üsküdar, Edirne, Medine ve İstanbul gibi merkezî kadılıklarda bulunmuş, ömrünün son demlerinde ise kadılık vazifesiyle birlikte nakîbüleşraf olarak da görev almıştır. Özellikle de bu son kademe, onun mevkii ve protokoldeki yerinden başka seyyidliğinin de açık bir göstergesi durumundadır. Şiirlerinde Fâiz mahlasını kullanan şairin Türkçe bir divanı olduğu tezkirelerde bildiriliyorsa da bahsedilen divan bugün elimizde değildir. Bununla birlikte İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi TY3710 numarada kendisine ait bir şiir mecmuası kayıtlı bulunmaktadır. Fâiz Efendi’nin bizzat kendi yazdığı şiirlerle birlikte birinci sınıf şairlere ait başka manzumeleri de içeren bu mecmua, onun şairliği ve edebî şahsiyeti hakkında bir fikir edinmeye yeterli gelecek tür ve sayıda şiire sahiptir. Mecmua içerisinde Fâiz Efendi’ye ait Türkçe şiirler; 121 beyitlik bir mi‘râciyye, padişah ve sair devlet büyüklerine hitaben cülus, bayram, doğum, tayin gibi çeşitli münasebetlerle yazılmış tebriknâmeler ile Bâkî, Şeyhülislâm Yahyâ, Nef‘î, Koca Râgıb Paşa, Salâhî, Sâlim gibi Osmanlı şiirinin büyük üstadlarına ait gazellere yazdığı nazirelerden oluşmaktadır. Bu çalışmada Fâiz Efendi’nin hâl tercümesi, edebî şahsiyeti ve adı geçen mecmuada yer alan Türkçe şiirlerine yer verilmiştir.


Labels »  

Abstract
The Ottoman poetry tradition, which was mostly composed of scholar poets, maintained this feature from the beginning to the end through important representatives. One of these personalities who contributed to this tradition in various styles and genres is Mehmed Fā'iz Efendi (d. 1208/1794), who was a member of one of the distinguished ulema families of 18th century Istanbul. Fā'iz Efendi, who had different aspects such as science, poetry, calligraphy, served as central judges such as Üsküdar, Edirne, Medīna and Istanbul, and in the last period of his life, he also served as a nakību'l-eşrāf. Especially, this last higher rank he took is a valid indicator of his sayyidism apart from his position and degree in the protocol. Although it is reported in the collection of biographies that the poet, who uses the pseudonym of Fā'iz in his poems, has a Turkish divan, the divan mentioned is not in our hands today. In addition, a poetry mecmua belonging to him is registered at Istanbul University Rare Books Library number TY3710. This mecmua, which contains poems written by Fā'iz Efendi himself, as well as other poems belonging to first-class poets, has the type and number of poems that will suffice to get an idea about his poetry and literary personality. Turkish poems belonging to Fā'iz Efendi in the mecmua; a mi'rājiyye (poem about Prophet Muhammed’s ascension) composing of 121 couplets, consists of tebriknāmes (congratulatory poems) addressed to the sultan and other statesmen for various occasions such as enthronement, feast, birth, appointment, and nazires (response poems) on ghazals written by the great masters of Ottoman poetry such as Bākī, Yahyā, Nef'ī, Rāgıb Pasha, Salāhī, Sālim. In this study, the biography of Fā'iz Efendi, his literary personality and his Turkish poems in the aforementioned mecmua are included.

Keywords »