“TUMAR-I HUMAYUN OF SHEHNAME WRITER SAYYID LUQMAN AND OTHER MANUSCRIPTS GENERATED FROM THIS
ŞEHNÂMECİ SEYYİD LOKMÂN’IN TÛMÂR-I HÜMÂYÛN’U VE BUNDAN ÜRETİLEN DİĞER YAZMALAR


Seyyid Lokmân b. Hüseyin, Osmanlı sarayındaki şehnâmecilik görevine II. Selim devrinde 977/1569’da başlamıştır. Asıl görevi olan şehnâme yazımını yerine getirirken aynı zamanda, Osmanlıların ortaya çıkışından itibaren geçmiş padişahlar zamanında vuku bulan olayların yazılmakta olduğu Tûmâr-ı Hümâyûn’a kaldığı yerden devam etmesi emredilmiştir.

Seyyid Lokmân b. Hüseyin, Osmanlı sarayındaki şehnâmecilik görevine II. Selim devrinde 977/1569’da başlamıştır. Asıl görevi olan şehnâme yazımını yerine getirirken aynı zamanda, Osmanlıların ortaya çıkışından itibaren geçmiş padişahlar zamanında vuku bulan olayların yazılmakta olduğu Tûmâr-ı Hümâyûn’a kaldığı yerden devam etmesi emredilmiştir. 7 yıl kadar sonra 1576’da, Tûmâr-ı Hümâyûn’un zeyli olarak yazdıklarını temize çektiği bir nüshayı Hoca Sâdeddin Efendi görerek beğenmiş ve bir nüsha da kendisi için talep etmiştir. Seyyid Lokmân tomarın nesebnâme bölümünü çıkartıp Osmanlı tarihiyle ilgili kendisinden önce yazılan bölümleri kısaltarak kendi yazdıklarıyla meydana getirdiği bu nüshaya Mücmelü’t-Tûmâr adını vermiştir. Müellif, 1583 yılında, nesebnâme bölümü de dâhil Tûmâr-ı Hümâyûn’un çok sayıda minyatürle bezenmiş kitap formundaki versiyonlarını hazırlatmış ve bu nüshaları Sultan III. Murad, Veziriazam Siyavuş Paşa ve Dârüssaâde Ağası Mehmed Ağa’ya sunmuştur. Tûmâr-ı Hümâyûn gibi Zübdetü’t-Tevârîh ismini taşıyan bu üç nüsha, sanat değeri yüksek göz alıcı minyatürleri sebebiyle, daha çok sanat tarihçilerinin dikkatini çekmiş ve bugüne kadar söz konusu yazmalar üzerine sadece bu bağlamda çalışmalar yapılmıştır. Dönemin önemli hadiselerini nerdeyse gün gün ayrıntılı bir şekilde tam bir vakayiname tarzıyla anlatan Osmanlı tarihi bölümü ise bazı çalışmalarda görülen birkaç atıf dışında gizli kalmıştır. Bu çalışmada, 26 sene süreyle sarayda görevli olması sebebiyle pek çok olaya bizzat şahitlik etmiş olan Seyyid Lokmân’ın kendi kaleminden çıkan ve Kanûnî’nin son yedi yılı ile II. Selim ve III. Murad dönemlerinin tamamını kapsayan, Osmanlı tarihinin 35 yıllık bu çok önemli bölümünün yer aldığı söz konusu altı adet yazma ayrıntılı şekilde tanıtılacaktır.


Labels »  

Abstract
Sayyid Luqman ibn Husayn started his shehname (book of sultans) writing duty in the Ottoman palace in 977/1569 during the period of Selim II While he was fulfilling his main duty to write the shehname, at the same time, he was ordered to continue writing Tumar-ı Humayun (scroll of the Sultan) where the events that took place during the time of the previous sultans since the emergence of the Ottomans were chronicled from where it left off. After some 7 years in 1576, Hodja Sâdeddin Effendi, saw and liked a copy of what he had written as an addendum to Tumar-i Humayun, and requested a separate copy for himself. Luqman named this copy, which he created with his own writings, by removing the genealogical part of the scroll and shortening the chapters written before him, as Mucmelu'tTumar. In 1583, the writer had the book-form versions of Tumar-ı Humayun decorated with many miniatures, including the genealogy section, prepared and presented these copies to Sultan Murad III, Grand Vizier Siyavush Pasha and Aga of Darussaade Mehmed Aga. These three copies, bearing the name Zubdetu't-Tevarikh like Tumar-ı Humayun, have attracted the attention of art historians due to their striking miniatures with high artistic value and studies have been carried out on these manuscripts only in this context until today. The Ottoman history section, which chronicled the important events of the period concerned in detail almost day by day, in a full diary style, has remained hidden except for a few references seen in some works. In this study, the six copies of the manuscript concerned which chronicle a very important over 35-year period of the Ottoman history covering the last 7 years of Suleiman the Magnificent and the entire periods of Selim II and Murad III, written by Luqman in person, who had personally witnessed many events during his service in the palace for 26 years, will be introduced in detail.

Keywords »