Ortaçağ İslâm devletlerinde tevkî‘ diplomatik terim olarak farklı
anlamlarda kullanılmıştır. Selçuklularda da bu ıstılahın bazen menşûr /
ferman / misâl ile eşanlamlı kullanıldığı, bazen tuğra ile karıştırıldığı
görülmektedir. Bazen de bu tür belgelerde tuğradan başka bulunan ve ilgili
yayınlarda genellikle “dua cümlesi” olarak tavsif edilen muhtelif ibareler
tevkî‘ olarak adlandırılmaktadır. Osmanlı bürokrasisinde de devam ettiğini
gördüğümüz bu geleneğe göre, bu ibareler tuğranın üzerine, belgenin
tepesine yazılmaktadır. En sade şekliyle Hû / Hüve (O: Allah) zamirinden
ibaret olan bu ibare bazen Besmele, bazen Allah’ın bazı isimlerinin
zikredildiği isim cümleciklerinden ibaret olabilmektedir. Ama daha ziyade
belgeyi hazırlatan sultana mahsus olmak üzere, fakat yine özellikle Allah’ın
bazı sıfatlarına vurgu yapan isim veya fiil cümlelerini ihtiva etmektedir.
Türkiye Selçuklularında yukarıda zikredilen belge türlerinden başka
sikkelerde de tevkî‘lere yer verilmeye başlanmıştır. Bağdat’taki son Abbasi
halifesi katledildikten bir süre sonra, onların lâkablarından boşalan alanlara
sultanların tevkî‘leri yazılmıştır.
Konu ile ilgili yayınlarda tevkî‘lerin “dua cümlesi” olduğu
söylenmekle yetinildiği ve bunların mahiyetinin tahlil edilmediği
görülmektedir. Makalede bu ibarelerin duadan mı ibaret olduğu veya böyle
tavsif etmenin yeterli olup olmadığı, daha da önemlisi sultanlar ve bu
belgelerin muhatapları için bunların ne ifade etmiş olabileceği, hangi
düşünceyle yazılmış olabileceği sorgulanmıştır.
Resmî belgelerdeki bu ibarelere genel diplomatik ilminde davet
(invocatio), Osmanlı diplomatikasında ise tahmîd ve temcîd adı
verilmektedir. Bu vesile ile bu adlandırmaların isabetlilik nisbeti de
değerlendirilmiştir.
Types Of Tawqī‘ In Seljuks And Their Characteristics
Selçuklular’da Kullanılan Tevkî‘ Çeşitleri ve Mahiyeti Hakkında
Ortaçağ İslâm devletlerinde tevkî‘ diplomatik terim olarak farklı anlamlarda kullanılmıştır. Selçuklularda da bu ıstılahın bazen menşûr / ferman / misâl ile eşanlamlı kullanıldığı, bazen tuğra ile karıştırıldığı görülmektedir.
Labels »
Abstract
It’s a commonly known fact that tawqī‘ as a diplomatic term has been used in different meanings in Medieval Islamic States. In Seljuks, the term was sometimes used as a synonym for manshûr / fermân / mitsâl or sometimes was mixed up with tughra. Some phrases used together with tughra in these types of documents and normally described as ‘praying phrases’ in the related publications are also called as tawqī‘. According to the tradition, which also continued throughout Ottoman bureaucracy, these phrases used to be written above tughra on top of a document. Hû / Huwa (He: Allah) Arabic being the simplest form, sometimes Besmele or clauses containing names of Allah can take place in the place of tawqī‘. But nominal or verbal sentences containing attributes of Allah together with phrases mostly pertaining to the sultan who had the document prepared are also available in tawqī‘.In Anatolian Seljuks, apart from the abovementioned types of documents, tawqī‘s can be seen on coins as well. After the last Abbasid caliph was murdered in Baghdad, the tawqī‘s belonging to the sultans replaced their titles.In the publications related to this topic, tawqīs have only been defined simply as ‘praying phrases’ without an analysis of their characteristics. In this paper, it will be discussed whether these phrases were only praying phrases or if it is right enough to define them as such. And more importantly, the intention behind them will be questioned and it will also be analyzed what they might have meant to the sultans and to the people they addressed.These phrases in formal documents are called da‘wat (invocation) in diplomatics and as tahmîd or tamjîd in Ottoman diplomatics. Hereby, it has been evaluated whether or not these namings are serving to the purpose
Keywords »