OTTOMAN TURKISH POETS’ ASSESSMENTS OF EACH OTHER IN VERSE
DÄ°VAN ÅžAÄ°RLERÄ°NÄ°N BÄ°RBÄ°RLERÄ°YLE Ä°LGÄ°LÄ° MANZUM DEÄžERLENDÄ°RMELERÄ°


Bu yazının konusunu, klâsik Türk şairlerinin birbirleriyle ilgili manzum sözleri ve değerlendirmeleri oluşturmaktadır.

Bu yazının konusunu, klâsik Türk şairlerinin birbirleriyle ilgili manzum sözleri ve değerlendirmeleri oluşturmaktadır. Şairler fahriye içerikli beyitlerinde kendilerini zihinlerindeki üstat şairlerle kıyaslamış-lar ve çoğu kere etkileyici veya sanatlı bir ifade oluşturma hatırına kendilerini onlardan üstün görmüşlerdir. Ayrıca nazire olarak yazılan gazel ve kasidelerde, kendisine nazire yazılan şair, çoğunlukla övgüyle anılmıştır. Türk şairleri 15. asırdan sonra kendi şairliklerini övmek için klâsik Fars ve Arap şairlerinin yanı sıra Nevâyî, Bâkî, Nâbî, Nef’î, Neşâtî, Sâbit, Sâlim ve Nedîm gibi Türk şairlerini de üstat sembolü olarak kullanmaya başlamışlardır. 18. yüzyılda sayısı oldukça kaba-rıklaşan şairleri değerlendirmek maksadıyla Osmanzâde Tâ’ib, Seyyid Vehbî ve Erzurumlu Zihnî gibi şairler tarafından toplu şair değerlen-dirmeleri yapılmıştır.


Labels »  

Abstract
What outstanding classical Turkish poets said about other Turkish poets and what were their assessments of each other is the subject of this study. We tried to collect such assessments and words in many Turkish divans (poem collections) in hand. Ottoman poets in some verses compare themselves with master poets in their minds in order to eulogise their poetical talents. They praise other poets to whom they wrote a parallel (nazire) in gazel or kaside form. Among the Turkish poets eulogised or used as a master poet in divans were Nevâyî, Bâkî, Nâbî, Nef’î, Neşâtî, Sâbit, Ârif, Sâlim and Nedîm. In the 18th century a relatively much number of poets including Osmanzâde Tâ’ib, Seyyid Vehbî and Erzurumlu Zihnî composed long poems in order to assess and define succeeding and living Turkish poets.

Keywords »