ÖZET
Bursa, Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş sürecindeki ilk başkenttir. Osmanlı tarihini yansıtan cami, türbe, medrese, çeşme gibi eserleri barındırması ile de dikkatleri çekmiş olan bir şehrimizdir. Tarihten taşıdığı izlerle şanlı Türk mazisini yansıtan Bursa aynı zamanda tabiatın en güzel renklerinden biri olan yeşili korumaya çalışmasıyla da güzel bir doğaya sahiptir. Yeni Türk Edebiyatı’nın mensupları da Bursa’nın bu özelliklerini birer sanatkâr gözüyle eserlerine aksettirmişlerdir. Bursa’yı edebî eserlerinde yansıtan yazarlarımızın bir kısmı ya Bursa’da tahsil yapmışlar veya resmî görevli olarak bir süre Bursa’da bulunmuşlar ya da burada sürgün veya hapis cezasına çarptırılmışlardır. Bunun yanında Bursa’da yaşayan bazı edebiyatçılarımız da bu şehirde edebiyatın gelişmesine katkıda bulunan çalışmalar yapmışlardır.
Bursa, şiire tarihî önemi ve güzel tabiatıyla yansır. Nesirde ise tarih ve tabiatın yanında mekân olarak yer alır. Bursa’da yaşayanlardan bazıları İstanbul’u kendi şehirlerine tercih ederler. İstanbul’da yaşamak istemeyenler için ise Bursa sığınılacak bir yerdir. Zorunlu olarak Bursa’ya gidenler burayı bir sürgün yeri olarak görür ve şehre ısınamazlar. Mekân olarak Bursa’yı en başarılı şekilde yansıtan yazar, Reşat Nuri Güntekin’dir. Şehrin Türk kültür hayatındaki yerini fark eden ve Türk Edebiyatı’nda Bursa’yı ölümsüzleştiren isim ise Ahmet Hamdi Tanpınar’dır.