Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi > TKİ Dergisi |

SULTAN III. MURAD’IN LUGAZLARI VE BU LUGAZLARA YAZILAN CEVAPLAR
THE ‘LUGAZS’ OF SULTAN MURAD III AND ANSWERS TO THESE ‘LUGAZS’


Klasik Türk edebiyatı ürünlerinin birçoğunda anlamı gizleme, örtme, îmâ etme ya da sezdirme eğilimi vardır. Bu durum şairin âdeta birinci öncelikli görevi gibidir.

Klasik Türk edebiyatı ürünlerinin birçoğunda anlamı gizleme, örtme, îmâ etme ya da sezdirme eğilimi vardır. Bu durum şairin âdeta birinci öncelikli görevi gibidir. Aksi halde edebî sanatlarla mazmunlar, şiirde bir anlam kazanamazdı. Kla- sik Türk şiirinin özüne işlemiş olan bu durum, şairlerin edebî oyunlarına da mal- zeme oluşturmuş; lugaz ve muammalardan muvaşşah (akrostiş) şiirlere, müdevver şiirlerden muvassal beyit ya da dizelere varıncaya kadar pek çok tür ortaya çıkmış- tır. Osmanlı Devleti’nde sultan ve devlet ricalinin gerek mutasavvıf gerekse lâ-dinî şiirler yazan şairlerle olan yakınlığı, devletin kuruluşundan yıkılışına kadar varlı- ğını korumuştur. Bu yakınlık, bazen sultan veya devlet ricalinin düzenlediği şiir meclislerinde bazen de yazılan bir şiirin karşılıklı olarak tanzir veya tahmis edilmesi ya da devlet ricalinin şiirlerine şerhler yazılmasıyla kendisini göstermiştir. Sultan III. Murad’a ait tespit ettiğimiz biri mensur altı lugaz ve bunlara yazılan cevaplar da bu yakınlığın bir başka göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Sultan III. Mu- rad’ın bu lugazlara yazılan cevapları ödüllendirmesi de Türk edebiyatında lugaz söyleme geleneğini yalnız eş dost arasında kalmaktan kurtararak, saray muhîtine de taşımış; koğuş ağasından şeyhülislâmına kadar lugaz ve mu‘ammâ tanzîm eden- ler olmuştur. Bu yazımızda, öncelikle XV. yüzyıldan itibaren Türk edebiyatında örneklerini gördüğümüz lugazların özellikleri yeni örneklerle desteklenerek sıralan- dıktan sonra Türk edebiyatında bu türe ilgi gösteren bazı şairlerin listesi verilmiş- tir. En sonunda da şiir mecmualarını taramamız sonucunda ulaşabildiğimiz Sultan III. Murad’a ait biri mensur altı lugaz ile bunlara cevap yazan şairler, manzume-

leriyle birlikte değerlendirilmiştir.


Etiketler »  

Abstract
Many of the works of classical Turkish literature tend to conceal, hide, imply, or sense the meaning. This situation is like the first priority of the poet. Otherwise, maz- mun cannot gain meaning in the poetry with literary arts. This situation, which has embraced the essence of classical Turkish poetry, has also created material for the li- terary plays of poets; many types of poems have emerged from “lugazs” and muam- mas to muvaşşah (acrostic) poems, from müdevver poems to muvassal verses or co- uplets. In the Ottoman Empire, the affiliation of sultans and rulers with poets who wrote both religious and non-religious poems continued to exist from the foundation of the empire to its collapse. This affinity has been manifested by the reciprocal arran- gement or prediction of a poem sometimes written in the assemblies of poems organi- zed by the sultan or state administrators, or by annotation in the poems of the state administrators. The six “lugazs”, one of which was written in the form of a prose, identified as belonging to Sultan Murad III, and the answers written to them are another indication of this affiliation. Sultan Murad III’s reward for the answers writ- ten to these “lugazs” also liberated the tradition of telling “lugazs” in Turkish litera- ture from being only among the friends, and elevated it to the palace neighborhood; from the ward to the shaykh al-Islam, there have been regulators of “lugazs” and mu‘ammâ. In this article, first of all, the features of the “lugazs” that we have seen in Turkish literature since the 16th century are listed with the support of new examples, and then a list of some poets who are interested in this genre in Turkish literature is given. Finally, as a result of our analysis on poetry magazines, one of the six “lugazs” of Sultan Murad III and the poets who answered them were evaluated together with their verses.

Keywords »