Osmanlı Devleti’nde özellikle III. Selim ve II. Mahmud dönemlerinde askerî alanda çok köklü değişiklikler yapılmıştı. Bununla beraber 1843 yılına kadar çeşitli sıkıntılara sebep olan birtakım aksaklıklar mevcuttu. Nitekim askerlik alanındaki bu aksaklıklar ve yeni bir düzenleme yapılması gereği 1839 Tanzimat Fermanı’nda şu şekilde ifade edilmişti: “...Asker maddesi dahi ber-minvâl-i muharrer mevâdd-ı mühimmeden olarak eğerçi muhafaza-i vatan içün asker vermek ahâlinin farîza-i zimmeti ise de şimdiye kadar cârî olduğu vechile bir memleketin aded-i nüfûs-i mevcûdesine bakılmayarak kiminden rütbe-i tahammülünden ziyâde ve kiminden noksan asker istenilmek hem nizâmsızlığı ve hem zirâat ve ticâret mevâdd-ı nâfî’asının ihlâlini mûcib olduğu misillü askerliğe gelenlerin ilâ nihâyetü’l-ömr istihdamları dahi fütûru ve kat’-ı tenâsülü müstelzim olmakda olmasıyla her memleketden lüzûmu takdirinde taleb olunacak neferât-ı askeriyye içün ba’zı usûl-i hasene ve dört ve yâhûd beş sene müddet-i istihdâm zımnında dahi bir tarîk-i münâvebe vaz’ u tesîs olunması îcâb-ı hâldendir.
1839’da belirlenen bu görüş ve düşünceler doğrultusunda askerlik alanında yapılacak yenilikleri belirlemek için çalışmalara başlandı. Padişah Abdülmecid, bu işe güvendiği adamlarından Mabeyn-i Hümâyun ve Hassa Müşîri Rıza Paşa’yı görevlendirdi. Daha sonra Bâb-ı Askerî’de tertip olunan Meclis-i Muvakkat’da yapılan görüşmeler sonucunda alınan kararlar Padişah’ın onayına sunuldu. Bu kararlar 6 Eylül 1843 (11 Şaban 1259) Çarşamba günü yapılan resmî bir törenle kamuoyuna açıklandı. Yapılan bu yeni düzenleme ile Osmanlı toprakları beş ordu bölgesine ayırılıyordu. Bu ordular ve merkezleri şöyleydi:
Hassa Ordusu: İstanbul
Dersaadet Ordusu: Üsküdar
Rumeli Ordusu: Manastır
Anadolu Ordusu: Sivas
Arabistan Ordusu: Şam
Yeni düzenlemede askerlik süresi beş yıl olarak belirlendi. Bu süre sonunda mecburî askerlik hizmetini tamamlayıp terhis olanlar yedi yıl da redif sınıfında hizmet göreceklerdi. Bundan böyle her yılın mart ayı başında ordular mevcudunun beşte biri terhis edilerek, yerlerine kur’a ile yenileri alınacak; aynı zamanda subayların üzerlerine sivil görev almaları yasaklanacaktı. Diğer yandan “Asakir-i Mansure” veya “Muntazama” adı yerine bundan böyle “Asakir-i Nizâmiye” kullanılacaktı. Hassa Ordusu Müşîri aynı zamanda Seraskerlik görevini de yürütecekti. Yeni kararların halka duyurulmasından hemen sonra, ilk olarak üç ordu komutanlığına tayinler yapıldı. Bu çerçevede Müşîr Rıza Paşa Hassa Ordusu, Müşîr Mehmed Reşid Paşa Dersaadet Ordusu ve Reşid Paşa da Rumeli Ordusu komutanlıklarına tayin edildiler. Anadolu ve Arabistan Orduları komutanları ise bu orduların tertib ve tanziminden sonra tayin edilecekti.
Yeni kurulan orduların kadro ihtiyacı olan askeri sağlamak için Mansure Askerlerinin yanısıra, muvazzaftan farkı kalmadığı düşünülen redif birliklerinden de yararlanma yoluna gidilerek, 1834 yılından itibaren teşkil edilen mevcut redif askerleri muvazzafa nakledilmeye başlandı.
Anadolu Ordusu Komutanlığına tayin yapılması için öncelikle, bu ordunun tertib ve tanzimi gerekliydi. Bu amaçla çalışmalara başlanıldı. Ferik Bahri Paşa İstanbul’dan Anadolu Ordusu dairesinde yer alan Erzurum’a gönderildi. Bahri Paşa, burada gerekli çalışmaları yaptıktan sonra, 21 Ekim 1843 günü Erzurum’dan ayrılarak İstanbul’a döndü. Bu arada çalışmalar sırasındaki gayretlerinden dolayı Erzurum Müşîri Halil Kamili Paşa bir murassa’ kılıç ile ödüllendirilirken, Bahri Paşa da Erzurum’da bulunan iki liva nizamiye askerine kumanda etmek üzere, geçici olarak tekrar burada görevlendirildi.
1844 yılının Şubat ayında merkezi Erzurum’da bulunan 16. Alay, Anadolu Ordusuna merkez olarak seçilen Sivas’a taşındı. Çankırı sancağından redif askeri bakayasından 357, Çorum sancağından 396, Bozok sancağından 454, Kayseri sancağından 691, Kastamonu sancağından 186, Viranşehir sancağından 619, Amasya ve Sivas sancaklarından 1717, Maden-i Hümâyûn kazalarından toplam 1382 nefer redif askerinin Sivas’a gönderilmesi istendi. Böylece henüz ordu komutanı göreve başlamadan önce, redif birliklerinin muvazzafa dönüştürülmesi işi büyük ölçüde tamamlandı. Temmuz’da Anadolu Ordusu tertibine dahil bulunan Üsküb, Berat ve İşkodra taraflarında bulunan dört tabur nizamiye askeri Rumeli Ordusu tertibine dahil edildi ve mahallerinde kalmaları kararlaştırıldı. Diğer taraftan yine Anadolu Ordusu tertibinden olup Selanik’de bulunan iki tabur nizamiye askerine Berat ve diğer münasib mevkiden iki tabur daha ilave edilerek Sivas’a gönderilmesi kararlaştırıldı. Ayrıca, Maden-i Hümâyûn kazalarından müretteb 1285 nefer Anadolu Ordusu tertibine dahil edildi.
Bu çalışmalar devam ederken, diğer ordulardan yaklaşık üç ay sonra, 9 Aralık 1843 (17 ZA 1259) tarihinde Anadolu ve Arabistan Ordularına da komutan tayini yapıldı. Hassa Ordusu Reis-i Erkânı Ferik Ebubekir Rüstem Paşa müşîrlik ve vezirliğe yükseltilerek Anadolu Ordusu Komutanlığına getirildi. Arabistan Ordusu Komutanlığına ise yine vezirlik ve müşîrliğe yükseltilerek, Rumeli Ordusu Reis-i Erkânı Namık Paşa atandı. Ebubekir Rüstem Paşa daha önce Ankara Mutasarrıflığı görevinde bulunuyordu. Askerî alanda yapılacak yeni düzenlemelerin tesbiti çalışmaları sırasında İstanbul’a çağrılmış ve Hassa Ordusu Reis-i Erkânlığına getirilmişti.
Anadolu Ordusu Komutanlığına tayin edilen Rüstem Paşa, görev yerine hemen gitmeyip, Nisan ayı sonlarına kadar İstanbul’da kaldı. ve çalışmalarına burada devam etti. 2 Şubat 1844 Cuma günü Padişah’ın da katıldığı Rami Kışlası’ndaki törenlerde Rüstem Paşa da hazır bulunmuştu.
Rüstem Paşa’nın tayini üzerine Sivas’ta ayrıca bir müşire gerek kalmadığı düşüncesiyle Sivas Müşîri Aşkar Paşa Konya Müşirliğine tayin edildi. Sivas Mutasarrıflığına ise Giridli zâde Mehmed Bey tayin edildi. Rüstem Paşa, Nisan ayı sonlarında İstanbul’dan ayrılarak vapurla önce Samsun’a ve oradan da kara yoluyla Tokat üzerinden ordu merkezi Sivas’a ulaştı.
Yeni yapılanmaya göre, her orduya komuta eden bir müşîrin yanısıra, bir de ordu meclisi bulunacaktı. Bu meclis; başkan olan ve reis-i erkân ünvanını taşıyan bir feriğin dışında bir mirliva, üç miralay ve biri sekreterlik vazifesi görmek üzere iki sivil memurdan oluşuyordu. Bundan başka bir yoklama, bir jurnal ve bir tahrirat kalemi tesis edilmiş ve bu kalemlerin hepsi ordu muhasebecisinin emri altına konulmuştu. Rüstem Paşa’nın Ordu Müşîrliğine tayininden sonra, Anadolu Ordusunun Reis-i Erkânlığına Ferik (Bekir) Sami Paşa ve Mirliva Muammer Paşa, Miralay Mustafa Bey, Miralay İsmail Bey, Kaymakam Mustafa Bey meclis azalığı görevine tayin edildiler. Ordu Muhasebeliğine, sabık İzmir Muhassılı Hacı Vahhab Efendi ve Sertabibliğe ise Salih Efendi getirildi.
Anadolu Ordusunun ilk merkezi Sivas olarak kararlaştırıldı. Ancak bu karardan önce, Diyarbekir Müşîri İsmail Paşa’nın 13 Nisan 1844 (24 RA 1260) tarihli bir tahririnden o taraflarda ordu merkezinin Diyarbekir olacağı yolunda bir rivayet yayıldığı anlaşılmaktadır.
Sivas’ın ordu merkezi olarak tesbit edilmesinden sonra, burada bir kışla yapılması için Padişah iradesi çıkmış ve yapılması düşünülen kışlanın yerini tesbit etmek amacıyla da Ebniye-i Hassa hulefâsından Salih Efendi Sivas’a gönderilmişti. Rüstem Paşa Sivas’a vardıktan sonra Halife Salih Efendi ve diğer uzmanlarla birlikte kışla yerinin tesbiti çalışmalarına katıldı. 1844 yılının Haziran ayı sonlarında bu çalışmalar tamamlandı. Çalışmalar sonucunda kışla yapımı için iki uygun yer tesbit edildi. Aslında Rüstem Paşa bu kışlanın Sivas’ta yapımına başlanmasının doğru olmadığı kanaatinde idi. Çünkü ona göre, kışı uzun süren Sivas’ta bu mevsimde inşaata başlansa bile tamamlanması mümkün olmayacak ve bu durumda askerin barındırılması zor olacaktı. Diğer yandan, odun ve kömürün az ve pahalı olması sebebiyle aşırı masrafı gerektirecekti. Rüstem Paşa’nın Sivas’tan vazgeçmesinin bir diğer sebebi de, Diyarbekir ve Harput havalisinde bazı uygunsuzluk olduğu şeklinde haberler gelmesiydi. Bu durumda, Sivas’ta yeterli miktarda asker bırakılarak Anadolu Ordusu bu kışlık geçici olarak Harput’u merkez edinmeliydi. Rüstem Paşa’nın görüşleri Serasker Rıza Paşa tarafından da uygun bulundu. Yani, ordu merkezi geçici olarak Sivas’tan Harput’a alınacak, daha sonra, İstanbul’da gerekli müzakereler sonunda eğer uygun bulunur ise Harput daimî merkez haline getirilecekti. Bu şartlarda da, şimdilik Sivas’ta kışla inşasına lüzum yoktu.
Neticede Rüstem Paşa ve Serasker’in görüşleri Dâr-ı Şûrâ-yı Askerî, Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye ve Meclis-i Umûmî’de uygun bulunduktan sonra 13 Ağustos 1844 (28 B 1260) tarihinde gerekli Padişah iradesi çıktı. Böylece ordu merkezi, geçici olarak Sivas’tan Harput’a nakledilmiş oldu. Daha sonra ise Harput daimî merkez haline geldi. Rüstem Paşa, Sivas’ta bir tabur piyade ve bir bölük topçu askeri bıraktıktan sonra Sivas’ta bulunan diğer birlikleri yanına alarak Harput’a gitti.
Yeni düzenleme gereği 1843’te Osmanlı Devleti’nin daimî (muvazzaf) ordusu; 36 piyade alayı, 36 talia taburu, 26 süvari alayı, 7 sahra topçu alayı, 4 kale topçu alayı, 2 istihkam alayı, 1 sanayi alayından meydana geliyordu ve bunların mevcudu 150.000 kişi dolaylarında idi. Anadolu Ordusu ise, altı alay piyade, altı tabur talia, dört alay süvari ve bir alay topçudan mürekkebti.
1848’de Anadolu Ordusunun muvazzaf birliklerinin komutanları ve bulundukları mevkiler şöyleydi:
Ferik Hüsnü Paşa |
Merkez |
Süvari Mirlivası Veli Paşa |
Merkez |
Piyade Mirlivası Emin Paşa |
Diyarbekir |
|
Mardin |
Ferik Ahmed Paşa |
Erzurum |
Piyade Mirlivası İzzet Paşa |
Bitlis |
Süvari Mirlivası Selim Paşa |
Kars |
Topçu Mirlivası Bekir Paşa |
Maraş |
|
Malatya |
Süvari Miralayı Mustafa Bey |
Van |
|
Hısn-ı Mansur |
Süvari Miralayı Abdurrahman Bey |
Siverek |
|
Pertek |
Piyade Miralayı Ali Bey |
Cezire |
Her ordu dairesi muvazzaf alayların adedi kadar redif bölgesine ayrılmış ve her redif bölgesinde dört taburlu bir redif alayı kurulmuştu. Anadolu Ordusunda merkezleri; Sivas, Tokat, Harput, Erzurum, Diyarbakır ve Kars olmak üzere altı redif piyade alayı vardı. Ancak bu tertibattan fazla olarak Bahr-i Siyah Alayları namıyla üç alay yani Trabzon, Samsun, Sinop Alayları Hassa Ordusuna mensup idi. Daha sonra Trabzon ve Samsun redif alayları Anadolu Ordusuna dahil edildi ve bu sebepten dolayı Anadolu Ordusunun redif dairesi sekiz alaya çıktı.
1848 yılında Anadolu Ordusu redif alaylarının komutanları, merkezleri ve sınırları şöyleydi:
ALAY |
MİRALAY |
MERKEZİ |
DAHİL OLAN MAHALLER |
Birinci |
Mustafa Bey |
Sivas |
Gümüşhane, Karahisar-ı Şarki livaları ve Sivas’dan Sivas merkez, Sivasili, Yeniil, İlbeğli ve Şarkipare kazaları |
İkinci |
Mehmed Bey |
Tokad |
Sivas ve Amasya livaları |
Üçüncü |
Şakir Bey |
Harput |
Harput, Arabgir, Behisni, Malatya ve Divriği livaları |
Dördüncü |
Zekeriya Bey |
Erzurum |
Erzurum livasıyla, Harput’tan Palu, Arabkir’den Kemah ve Gercanis ve Çıldır’dan Tavusker, Livane, Penek ve Mirhu kazaları |
Beşinci |
Ali Bey |
Diyarbekir |
Diyarbekir, Musul ve Mardin livaları |
Altıncı |
Ömer Bey |
Kars |
Kars, Van ve Çıldır livaları |
Anadolu Ordusunun kurucusu ve ilk komutanı Müşîr Rüstem Paşa 1846 Temmuz ayı başlarında azledildi. Lûtfî’ye göre, bunda aynı yılın başlarında Rıza Paşa’nın yerine Seraskerlik ve Hassa Ordusu Müşîrliğine Hüsrev Paşa’nın getirilmesi etkili olmuştur. Çünkü Lûtfî, Rüstem Paşa için “Rıza Paşa takımındandır” ifadesini kullanmaktadır. Rüstem Paşa bir müddet Bursa’da ve İstanbul Üsküdar’daki konağında ikamet ettikten sonra 1847 yılı başlarında Edirne Müşirliğine tayin edildi. Anadolu Ordusu Komutanlığı sırasında Harput’un Mezra’ köyünde ikametine mahsus olarak yaptırdığı konağını devlete bağışlamış; bunun üzerine konağın bundan böyle ordu müşîrlerine ikametgâh olması kararlaştırılmıştır.
Rüstem Paşa’nın yerine, daha önce bir süre Dâr-ı Şûrâ-yı Askerî riyaseti görevinde de bulunmuş olan ve o sırada Haleb Valililiğinde bulunan (Topal) Osman Paşa Anadolu Ordusu Komutanlığına tayin edildi.
Daha önce belirtildiği üzere, yeni düzenlemeye göre, beş yıllık muvazzaflık süresini tamamlayanlar, her yıl mart ayının birinci günü her ordunun beşte biri nisbetinde redif sınıfına nakledilecek ve bunların yerine aynı oranda kur’a usulüyle yeni askerler alınacaktı. Ancak ülkenin birçok yerinde bu uygulamaya hemen geçilemedi. Çünkü kur’aya tâbi olacak efradı tesbit etmek için nüfus sayımı gerekliydi. Bunun gerçekleşmesi ise zaman aldı. Nitekim Kur’a Nizamnamesi ancak 1846 yılında çıkarılabildi. Anadolu Ordusu dairesinin nüfusunun sayımı da hemen yapılamadığından ordu tam sayısına ulaşılamadığı gibi, beş yıllık muvazzaflık süresini doldurup redif sınıfına nakledilmesi gereken askerlerin nakil işlemi de yapılamıyordu. Nitekim 1845 (1261) senesinde Anadolu ve Arabistan Ordularından redife nakledilen asker sayısı sadece 300 idi. Dolayısıyla nakil bekleyen pek çok eski neferat vardı. Bu yüzden Serasker tarafından bu ordulardan 1846 (1262) yılında 1500 eski efradın redife çıkarılması gerektiği ifade edilmiş ve Padişah tarafından da gerekli izin verilmişti.
30 Haziran 1848 tarihi itibariyle Anadolu Ordusu dairesindeki sayımı tamamlanan yerlerde ve defterleri ordu merkezine gelen mahallerde askerlik yaşında bulunanların toplamı 49.314 idi. 30.000’den fazla adayın da sayımı devam eden yerlerde olduğu tahmin ediliyordu. Bu durumda yaklaşık 80.000 kişinin kur’aya katılacağı öngörülüyordu. Nisbet kaidesi gereği bunlardan sadece 8.000’i askere alınacaktı. Bu tarihte Anadolu Ordusunun muvazzaf mevcudu 16.358, tam tertibi ise 25.847 idi. Ayrıca 1506 kişinin de redif sınıfına nakli düşünülüyordu. Bunlar da düşüldüğünde mevcut 14.852 olacaktı. Dolayısıyla tam tertibine göre, Anadolu Ordusunun eksiği 10.995 kişi idi. Kalan 3.795 açığın ise bir sene sonra kapatılması düşünülüyordu.
30 Haziran 1848 (28 Receb1264) tarihli iradeden anlaşıldığına göre, Anadolu Ordusu dairesindeki eyaletlerden Erzurum, Van ve Kars’ın nüfus defterleri bu tarihe kadar ordu merkezine gelmemişti. Bu iradeye göre; Anadolu Ordusu dairesinde sayımı tamamlanan yerlerin erkek nüfusu, askerlik yaşında olanların miktarı ve alınması gerekli asker sayısı ile bunların kullanılacakları alaylar şu şekilde idi:
Eyalet-Liva-Kaza-Nahiye Adı |
Erkek Nüfus Sayısı |
Askerlik Yaşında Olup Kur’ya Tâbi olanların Sayısı |
Kur’a Sonucunda Alınacak Yeni Asker Sayısı |
MADEN-İ HÜMÂYUN EYALETİ |
|
|
|
Harput Kazası |
26718 |
2379 |
238 |
Çarsancak Kazası |
1864 |
139 |
14 |
Çemişkezek Kazası |
7631 |
734 |
73 |
Eğin Kazası |
6686 |
613 |
61 |
Kuruçay Kazası |
3432 |
933 |
93 |
Siverek Kazası |
8323 |
1158 |
116 |
Çermik Kazası |
6849 |
764 |
76 |
Çüngüş Kazası |
4664 |
507 |
51 |
Ebutahir Kazası |
1882 |
254 |
25 |
Behisni (Besni) Kazası |
7674 |
1383 |
138 |
Samsad Kazası |
1267 |
155 |
15 |
Hısn-ı Mansur Kazası |
6462 |
770 |
77 |
Maden-i Keban Kazası |
764 |
98 |
10 |
Bu kazalardan alınacak yeni askerler Piyade 1., 2., ve 3. Alaya mahsustur.
Arabgir Kazası |
17748 |
1224 |
122 |
Arguvan Kazası |
2807 |
280 |
28 |
Hekimhanı Kazası |
1930 |
218 |
22 |
Ayvalıdere Kazası |
2051 |
227 |
23 |
Kemah Kazası |
5164 |
548 |
55 |
Gercanis Kazası |
6558 |
579 |
58 |
Malatya Kazası |
11066 |
1363 |
136 |
Akçadağ Nahiyesi |
2328 |
244 |
24 |
Şiro Kazası |
4236 |
726 |
72 |
Eğil Kazası |
8872 |
1079 |
108 |
Palu Kazası |
12273 |
1447 |
145 |
Ergani Kazası |
6016 |
785 |
78 |
Ergani Maden-i Hümûyunu |
2046 |
162 |
16 |
Bu kazalardan alınacak yeni askerler Piyade 2. Alaya mahsustur. Aynı eyaletin Gerger, Hasan Çelebi, Sağman, Mazgird kazalarının nüfus defterleri belirtilen tarihe kadar ordu merkezine gelmemiştir.
SİVAS EYALETİ |
|
|
|
Sivas Kazası ile Hafik Nahiyesi |
13204 |
1079 |
108 |
Sivaseli Kazası |
3146 |
259 |
26 |
Kangal Nahiyesi |
395 |
140 |
14 |
Tenus Kazası |
1689 |
180 |
18 |
Deliklitaş Nahiyesi |
400 |
59 |
6 |
Aşuri Nahiyesi |
755 |
69 |
7 |
Divriği Livası |
8544 |
741 |
74 |
Karayaka Kazası |
2057 |
190 |
19 |
Şarkibare Kazası |
587 |
48 |
5 |
Karaguş Kazası |
2114 |
184 |
18 |
Kazabad Kazası |
3586 |
366 |
36 |
Sunisa Kazası |
2087 |
176 |
17 |
Taşabad Kazası |
2849 |
230 |
23 |
Eyrak Kazası |
1109 |
108 |
11 |
Artukabad Kazası |
3419 |
203 |
20 |
Bu kazalardan alınacak yeni askerler Piyade 6. Alaya mahsustur.
Kelemfar Kazası |
1810 |
105 |
10 |
Yıldızeli Kazası |
5760 |
350 |
35 |
Tokad Kazası |
5740 |
488 |
49 |
Turhal Kazası |
2293 |
264 |
26 |
Zile Kazası |
11307 |
1038 |
104 |
Mecidözü Kazası |
5301 |
425 |
42 |
Hüseyinabad Kazası |
2490 |
181 |
18 |
Yörükân-ı Badıllu |
1234 |
105 |
10 |
İnallu Kazası |
669 |
53 |
5 |
Derbend-i Alacahan |
568 |
57 |
6 |
Darende Kazası |
6497 |
238 |
24 |
Ortabare ve Yüzdebare Kazası |
7744 |
651 |
65 |
Kadminan ve Kaferni Nahiyesi |
4061 |
293 |
29 |
Tuzgölü Kazası |
3412 |
213 |
21 |
Buralardan alınacak askerler Piyade 6. Alaya mahsustur.
Amasya Livası |
|
|
|
Amasya Kazası |
5248 |
488 |
49 |
Ezinepazar Kazası |
3140 |
242 |
24 |
Vezirköprüsü Kazası |
6480 |
484 |
48 |
Zeytun Kazası |
4496 |
512 |
51 |
Hacıköy Kazası |
2348 |
174 |
17 |
Zünnunabad Kazası |
1612 |
80 |
8 |
Gürün Nahiyesi |
3052 |
273 |
27 |
Akdağ Nahiyesi |
2681 |
202 |
20 |
Kemüş Kazası |
2060 |
299 |
30 |
Hakle Nahiyesi |
1346 |
144 |
14 |
Veray Kazası |
1220 |
81 |
8 |
Kelenkeraz Kazası |
1614 |
113 |
11 |
Havza Kazası |
2750 |
188 |
19 |
Keldeklan Kazası |
1660 |
109 |
11 |
Ladik Kazası |
2864 |
214 |
21 |
Merzifon Kazası |
4600 |
318 |
32 |
Buralardan alınacak askerler Piyade 4. Alaya mahsustur. Sivas eyaletinin Niksar kazasının defterleri bu tarihte henüz ordu merkezine gelmemiştir.
DİYARBEKİR EYALETİ |
|
|
|
Diyarbekir Kazası |
11937 |
942 |
94 |
Hazro ve Mihranî kazası |
3438 |
408 |
41 |
Beşiri Kazası |
3297 |
405 |
40 |
Kulb Kazası |
435 |
44 |
4 |
Şirvan Kazası |
3607 |
799 |
80 |
Siird Kazası |
1198 |
210 |
21 |
Cabakcur Kazası |
1991 |
252 |
25 |
Bicar Kazası |
1095 |
210 |
21 |
Garzan Kazası |
1486 |
213 |
21 |
Badigan Kazası |
231 |
28 |
3 |
Mehil Kazası |
359 |
27 |
3 |
Behramki Kazası |
2114 |
337 |
34 |
Savur Kazası |
2364 |
442 |
44 |
Derik Kazası |
1189 |
103 |
10 |
Buralardan alınacak askerler Piyade 4. Alaya mahsustur.
Silvan Kazası |
3023 |
322 |
32 |
Rezvan Kazası |
2277 |
406 |
40 |
Gürdilan Kazası |
520 |
86 |
8 |
Midyat Kazası |
11950 |
1314 |
131 |
Lice Kazası |
5734 |
665 |
66 |
Metinan Kazası |
635 |
83 |
8 |
Hevidan ve Hani Kazası |
2817 |
206 |
20 |
Hayan Kazası |
713 |
145 |
14 |
Menüşküd Kazası |
1322 |
275 |
27 |
Kiki ve Türkman Kazası |
2712 |
301 |
30 |
Könk Kazası |
319 |
41 |
4 |
Karakeci Kazası |
213 |
36 |
3 |
Abkür Nahiyesi |
434 |
54 |
5 |
Deştikür Kazası |
402 |
57 |
6 |
Buralardan alınacak askerler Piyade 5. Alaya mahsustur.
KARAHİSAR-I ŞARKİ LİVASI |
|
|
|
Karahisar-ı Şarki Kazası |
3201 |
280 |
28 |
Mendeval Nahiyesi |
2273 |
156 |
15 |
Akşehirabad Nahiyesi |
2158 |
123 |
12 |
Yakacık Nahiyesi |
1067 |
67 |
7 |
Güzid Nahiyesi |
2157 |
94 |
9 |
Suşehri Nahiyesi |
2604 |
164 |
16 |
Alucra Nahiyesi |
3543 |
195 |
19 |
Ferik Kazası |
690 |
39 |
4 |
Koyulhisar Kazası |
3280 |
208 |
21 |
Eskefser Kazası |
3505 |
224 |
22 |
Naiblu Kazası |
1976 |
121 |
12 |
Maden-i Görece Kazası |
986 |
82 |
8 |
Kapu Mahmudi Nahiyesi |
281 |
31 |
3 |
Karahisar-ı Şarki livasından alınacak askerler Piyade 5. Alaya mahsustur.
GÜMÜŞHANE EYALETİ |
|
|
|
Milas Kazası |
5762 |
617 |
62 |
Macka Kazası |
4443 |
654 |
65 |
Torul Kazası |
6878 |
953 |
95 |
Tirebolu Kazası |
11573 |
1502 |
150 |
Kelkid Kazası |
5534 |
493 |
49 |
Kürtinibâlâ ve Kürtinizîr |
3271 |
530 |
53 |
Kokas Kazası |
3766 |
379 |
38 |
Sante Kazası |
466 |
64 |
6 |
Harşud Nahiyesi |
1285 |
191 |
19 |
Yetu ve Balahor Nahiyesi |
525 |
61 |
6 |
Gecki Nahiyesi |
284 |
29 |
3 |
Öz Nahiyesi |
627 |
116 |
11 |
Alanse Nahiyesi |
866 |
64 |
6 |
Gümüşhane eyaletinden alınacak askerler topçuya mahsustur.
MUSUL EYALETİ |
|
|
|
Musul Kazası |
25451 |
2009 |
201 |
Mardin Kazası |
2821 |
274 |
27 |
Bu kazalardan alınacak askerler topçuya mahsustur. Musul Eyaletinin Cizre, Bohtan ve Zaho kazaları ile Mardin’in köylerinin defterleri bu tarihe kadar ordu merkezine gelmemiştir.
Bu durumda eyaletlere göre genel toplam şöyleydi:
MADEN-İ HÜMAYUN EYALETİ |
167311 |
18769 |
1874 |
SİVAS EYALETİ |
151983 |
12414 |
1236 |
DİYARBEKİR EYALETİ |
67812 |
8411 |
835 |
KARAHİSAR-I ŞARKİ LİVASI |
27721 |
1784 |
176 |
GÜMÜŞHANE EYALETİ |
45280 |
5603 |
563 |
MUSUL EYALETİ |
28272 |
2283 |
228 |
1843 yılında yapılan askerî düzenleme sonucunda kurulan beş ordudan biri olan Anadolu Ordusu, bir yandan Rusya’nın Kafkas Ordusu, diğer yandan da İran’a karşı konuşlandırılmış bulunuyordu. Bu tarihlerde Osmanlı Devleti ile İran arasında sınır anlaşmazlığı yüzünden savaşın eşiğine gelinmişti. Rusya ise, bilinen yayılmacı politikası sebebiyle Osmanlı Devleti’nin en önemli düşmanı durumundaydı. Nitekim 1853-1856 yılları arasında Rusya ile yeni bir savaşa girişilecek ve cephelerden biri Anadolu Ordusunun alanına dahil olan Kafkas Cephesi olacaktır. Diğer ordular ile kıyaslandığında en geniş mıntıkaya sahip olan Anadolu Ordusunun en önemli görevlerinden biri de şüphesiz, ordu dairesinde iç asayişin korunmasıydı. Nitekim daha kuruluş aşamasında Anadolu Ordusunun Cizre Mütesellimi Bedirhan’ın isyanının bastırılmasında önemli rolü oldu. Sonraki tarihlerde 4. Ordu adını alacak olan bu ordunun önemi XIX.yüzyılın ikinci yarısında daha da artacaktır.