Her ne kadar lügatlerde tiyatronun çeşitli tanımları varsa da tiyatro aslında iletişimini dil ile sağlayan bir seyirlik sanattır. Bu sanat toplumların öz değerlerinden beslenir ve o toplumun mazisi kadar eskidir. Bu yüzden kültürü ve tiyatro sanatının kaynağını bazı araştırmacıların benimsediği gibi sadece eski Yunan'a bağlamak, haksızlık olur.
Bizim tarihimiz ve kültürümüz hakkında ciddî araştırmalar ne yazık ki uzun yıllar ihmal edilmiş, yazıya geçirilmemiştir. Merhum hocamız Prof. Dr. Hakkı Dursun Yıldız'ın sık sık aktardığı şu söz anlamlıdır. "Biz Türkler tarih yapmaktan yazmaya fırsat bulamadık." Sözün espirisi içinde gerçeğin payı vardır. Zira bizde tiyatro konusunda ilk ciddi yazılar 1842'de Ceride-i Havadis'te neşredilir. Tanzimat, II. Meşrutiyet ve Cumhuriyet'in ilânları tiyatro hayatımızda hep yeni bir başlangıç olur. Türk tiyatrosu ancak Millî Edebiyat akımıyla birlikte, yeni bir milli tiyatro heyecanı doğurur.