Klâsik Türk Edebiyatı şâirleri; şiirlerini kaleme alırken din, tasavvuf, mitoloji,
sosyal hayat, akli ve nakli ilimler gibi birçok kaynaktan faydalanır. Şâirler, bu
kaynaklardan hareketle şâir tabiatlarının el verdiği .l.üde ve geleneğin onlara müsaade
ettiği sınırlar dahilinde varlığı yorumlar. Bu yorum, yalnızca dış varlığa değil zaman
zaman kendi tabiatlarına, şâirliklerine; şiire, beliğ söze ve ifadeye yönelik de olabilir.
Bazı şâirler bunları divanlarının dibacelerinde, kaleme aldıkları muhtelif mensur
eserlerde aktarırken bazıları da -Selîmî gibi- mesele hakkındaki g.rüşlerini yalnızca
şiirleri vasıtasıyla söylemeyi tercih ederler. İşte bu çalışmada Yavuz Sultan Selîm’in
Divan’ından ve ona ait olduğu düşünülen Türkçe şiirlerinden hareketle onun şiir
(söz) ve şâir hakkındaki g.rüşleri aktarılmaya çalışılmıştır.
While writing their poems, classical Turkish literature poets take advantage of many sources like religion, mysticism, mythology, social life, positive and İslamic sciences etc. Poets, taking stem from these sources, interpret the notion of existence to the extent permitted by their nature and tradition. This interpretation may not be aimed only to “outer” existence, it may also point to their inner nature, their poetry, poetry in general or eloquent words and expression. Some poets may express these by putting them in their Divans’ preambles or miscellaneous writings they wrote; while others -like Selîmî- had only chance to express their views in this matter by putting them in their poems. In this study, Selim I’s views on poetry (word) and poet have been tried to be conveyed based on his Divan and his Turkish poems which are thought to belong to him.