Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi > TKİ Dergisi |

YUNAN ANILARINDA KÜÇÜK ASYA FELAKETİ
CATASTROPHE OF ASIA MINOR IN GREEK MEMOIRS ABSTRACT


Yunanlar 1919-1922 yılları arasında Anadolu’da verdikleri mücadeleyi Küçük Asya Felaketi [Mikrasiatiki Katastrofi] olarak anmaktadır. Bu çalışmanın amacı da neden felaket olarak andıklarına yanıt aramak, öne sürdükleri nedenleri ortaya koymaktır.

Yunanlar 1919-1922 yılları arasında Anadolu’da verdikleri mücadeleyi Küçük Asya Felaketi [Mikrasiatiki Katastrofi] olarak anmaktadır. Bu çalışmanın amacı da neden felaket olarak andıklarına yanıt aramak, öne sürdükleri nedenleri ortaya koymaktır. Anadolu maceralarının son bulduğu 1922 yılından başlayarak eserlerini kaleme almaya başlayan anı yazarları felaketin başlangıcı olarak Sakarya Meydan Muharebesi’ne işaret etmişlerdir. Bu nedenle çalışmamızda önce bu muharebe ile ilgili düşüncelerine ve Sakarya’dan sonra Yunanistan’daki siyasal, toplumsal, ekonomik duruma kısaca değinilecektir. Ardından Allı Ören/Ali Viran muharebesi olarak andıkları Büyük Taarruz hazırlık, muharebeler ve sonuç açısından ele alınacaktır. Son olarak da Küçük Asya seferini felakete sürükleyen etkenlerle ilgili görüşlerine yer verilecektir. Yunanlar, onları felakete sürükleyen pek çok neden sıralamışlardır. Dış neden olarak, uzlaştıkları müttefikleri olan İngiltere, Fransa ve İtalya’nın Yunanistan’a karşı benimsedikleri tavırdır. İç nedenlerin başında ise siyasi ve askeri önderleri anmışlardır. Siyasileri hatalı karar almakla, başta İngiltere olmak üzere müttefiklerinin arzularına gözü kapalı boyun eğmekle, orduyu siyasallaştırmakla suçlamışlardır. Felaket nedeni olarak gördükleri ordu komutanları ve kurmay subayların sevk ve idarede yetersizliklerini de siyasallaşmasının bir sonucu olarak değerlendirmişlerdir. Subayların yetersizliğinin ordunun belkemiği olan erleri olumsuz etkilediğine dikkati çekmişler, erlerin savaşma gücünü yitirmeleri nedeniyle felakete uğradıklarını savunmuşlardır. Bunların dışında Anadolu’nun coğrafi yapısından kaynaklanan nedenleri, casusluk faaliyetlerini, iaşe sorunlarını da felaket nedeni olarak gören anı yazarları Başkomutanından erine kadar Türk ordusunu takdir etmekten de kendilerini alı koyamamışlardır.


Etiketler »  

Abstract
The Greeks call their crusade in Anatolia between 1919 and 1922 as the Catastrophe of Asia Minor [Mikrasiatiki Katastrofi]. This study aims to find out why they call it a catastrophe, and the reasons they suggested. The memorialists, who began to set pen to paper starting in 1922, the year in which their quest in Anatolia had ended, mentioned Sakarya Field Battle as the beginning of the catastrophe. In this study, therefore, first, their thoughts on this battle, and then the political, social, and economic state of post-Sakarya Battle Greece will be shortly discussed. Then the Battle of Dumlupinar, which they call Allı Ören/Ali Viran Battle, will be discussed in terms of pre-battle preparations, battles, and the results. Finally, their opinions on factors, which led them to catastrophe in the Asia Minor campaign, will be given. The Greeks have listed many misfortunes that led them to catastrophe. The external reasons were the attitudes of their allies, Great Britain, France, and Italy, against Greece. The main internal reasons were listed as the political and military leaders. They blamed the politicians for taking wrong decisions and misjudging the situation, blindly resigning themselves to the wishes of their allies, especially Great Britain, and politicizing the army. They also regarded the incapacity of generals and staff officers in execution and management as a result of the politicization of the army. They pointed out that the incapacity of the staff officers had a negative impact on soldiers, who were the backbone of the army, and suggested that they had ridden for a fall because the soldiers had abandoned hope and faltered. The memorialists, who also considered the problems resulting from the geography of Anatolia, espionage activities, and subsistence issues as other reasons for the catastrophe, could not help but pay tribute to the Turkish Army from the Commander in Chief to the very last soldier.

Keywords »